Güç zehirlenmesi, genellikle bir bireyin veya grupların, sahip oldukları gücün kontrolünü kaybederek, bu gücü kötüye kullanmaları ve ahlaki değerlerden, etik standartlardan sapmaları durumunu ifade eder. Bu terim, güç ve otoritenin sarhoşluğuyla, kişinin veya grubun kendi çıkarlarını başkalarının hakları ve toplumsal iyilikten üstün tutmaya başlamasıyla karakterize edilir.
İşte konu tam olarak burada başlıyor.
Belediye başkanları neden bu kadar çabuk güç zehirlenmesi geçiriyor.
Seçim öncesi ev , taziye, düğün ziyaretleri ve her kesime ulaşıp; “BEN HEPİNİZİN BAŞKANI OLACAĞIM” derken seçim sonrası, o deri kaplı büyülü koltuğa oturduktan sonra, verdikleri vaatleri bırakın selam vermekten aciz duruma düşmeleri çok üzücü.
Peki koltuğa oturan kişi, kendi kişiliğinden ödün vermek zorunda mı kalıyor. Belediye başkanlığı gömleği kişilik değişikliğine mi sebep oluyor demekten kendimi alı koyamıyorum.
Seçmenler yerel bölgelerde genellikle Adayların kişiliklerini göz önünde bulundurup onları sefir ilan ederken, seçim sonrası; “Seçildikten sonra değişti bu başkan” demeleri istisnai bir durum olmaktan ötede.
MAKAMLAR GEÇİCİ KARAKTER KALICIDIR
Koltuğa oturmadan önce her kesime ulaşabilen kişiler, koltuğa oturmalarının akabinde, ulaşılmaz oluyorlar. Bu durum da toplumla bağlarının kısa sürede kopmasına sebep oluyor. Bu durumun önüne geçebilecek bir iradeye sahip olanlar Efsane oluyor.
Siz siz olun, koltukların geçici, karakterin kalıcı olduğunu unutmayın. Güç zehirlenmesinin panzehirini bulan Efsane olur. Gerisi koltuğunu kaybetmesinin ardından gönülleri de kaybeder.
