- Haberler
- Gündem
- 'Türkiye Yüzyılı Çerçevesinde Küresel Isınma ve Adıyaman Tarımının Geleceği' masaya yatırıldı
'Türkiye Yüzyılı Çerçevesinde Küresel Isınma ve Adıyaman Tarımının Geleceği' masaya yatırıldı
Adıyaman Üniversitesi, Tarım ve Orman Bakanlığı, Adıyaman Valiliği, ADYÜ ve ADYÜ Ziraat Fakültesi iş birliğinde düzenlenen 'Türkiye Yüzyılı Çerçevesinde Küresel Isınma ve Adıyaman Tarımının Geleceği' konulu çalıştaya ev sahipliği yaptı.
ADYÜ Eğitim Fakültesi Vehbi Koç Konferans Salonundaki çalıştaya Vali Mahmut Çuhadar, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve Ak Parti Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın, Belediye Başkanı Süleyman Kılıç, ADYÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Turgut, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fatih Doğanoğlu, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zeynal Tümsavaş, Ak Parti İl Başkanı Mehmet Dağtekin, Merkez İlçe Başkanı Mustafa Alkayış, Tarım ve Orman İl Müdürü Nurettin Kiyas, ATSO Başkanı İrfan Torunoğlu, Kurum Müdürleri, STK Temsilcileri ve çiftçiler katıldı.
Saygı duruşu ve istiklal marşının akabinde çalıştayın açılış konuşmasını Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zeynal Tümsavaş ile birlikte Fakülte Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil İbrahim Oğuz ve Tarım ve Orman İl Müdürü Nurettin Kiyas yaptı.
Açılış konuşmalarının ardından kürsüye çıkan ADYÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Turgut, küresel ısınmanın sonucu olarak gelişen iklim değişikliğinde tarım ve gıda güvenliği en savunmasız sektörler arasına girdiğinin altını çizdi.
Rektör Turgut: Canlı nesli ve ekosistemler büyük tehdit altında
Prof. Dr. Turgut, günümüzün ultra tüketim toplumunda bu tablonun iyice belirginleştiğini ve mücadele edilmesi giderek zorlaşan doğal ve toplumsal sonuçlar doğurmaya başladığını söyledi.
Turgut, konuşmasına şöyle devam etti:
"Sanayi devriminden yani 1750’den günümüze kadar iklim sistemindeki ısı artışının düzenli olarak arttığı ve bu artışın 0,9 santigrat olduğu tespit edilmiştir. Günümüzün ultra tüketim toplumunda ise bu tablo iyice belirginleşmiş, mücadele edilmesi giderek zorlaşan doğal ve toplumsal sonuçlar doğurmaya başlamıştır. Atmosfere olan karbon salınımı azaltılmadığı ve üretim-tüketim sistemi mevcut şekilde devam ettirildiği takdirde önümüzdeki dönemde her on yıl da 0,3 santigrat ısınmanın söz konusu olacağı öngörülmektedir. Küresel iklim değişikliklerinin asıl nedeni, insani faaliyetlere bağlı olarak gerçekleşen fosil yakıtların aşırı kullanılması sonucu gelişen büyük sanayi kirliliği sonucunda küresel ısınma ve bunun yol açtığı temel sonuç ise küresel iklim değişiklikleridir. Küresel ısınma ile ilgili güvenli sınırı belirlemeye çalışan bilim insanları, dünyanın kaldırabileceği ısı artışının en fazla 1,5-2 santigrat olduğunu ve ısınmaya paralel olarak bütünüyle yaşamı tehdit edecek nitelikte etkilerin ortaya çıkabileceğini bildirmektedirler. Sıcaklığın 1,5-2 santigrat üzerine çıkması durumunda ise; canlı nesillerin tükenmesi ve ekosistemlerin önemli ölçüde bozulması biçiminde ortaya çıkacağı gibi felaket öngörüleri de giderek konuşulmaktadır"
"Yerli ve milli üretim ön planda olmalı"
Türkiye yüzyılının en önemli ayaklarından birinin tarım ve enerji olduğuna vurgu yapan Turgut, yerli ve milli üretimin ön planda olması gerektiğine dikkat çekti.
Turgut,"Bundan dolayı açıkça artık tarım adeta bir milli güvenlik meselesi haline gelmiştir. Bu amaçla tohumcularımızın suya daha az ihtiyaç duyan, kuraklığa dayanıklı çeşitler üzerinde çalışmaları elzemdir ve çiftçilerimiz de iklim değişimleri konusunda acilen eğitilmelidir. Özetle; hem temiz enerji üretiminde artış hem de tarımda yapılacak çalışmalar ile küresel ısınmaya akıllıca engel olmak ve bozduğumuz ekosistemi düzeltmek, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak zorundayız.” şeklinde konuştu.
Başkan Kılıç: Hayati bir konu ve bu konuda acil planlamalar yapılmalıdır
Küresel ısınma ve tarım ile ilgili konuşan Belediye Başkanı Süleyman kılıç, küresel ısınma ve tarımın hayati bir konu olduğunu belirterek, acil planlamalar yapılması gerektiğini söyledi.
Kılıç,"Her şey bir denge üzere kurulduğu gibi tabiat ve doğa da bir denge üzerine kurulmuştur. Bu dengeyi bozan tek canlı ise maalesef insandır. Ama asıl gündem sudur. Su, insanoğlu için çok önemli. Dünyada 2 milyar insan temiz suya ulaşamıyor. Kadim kültürümüzde suyun ayrı bir önemi vardır. Suyumuza sahip çıkmak zorundayız. Bugün gerçekleştirilecek olan çalıştayın ülkemiz ve ilimiz adına bizlere önemli veriler göstereceğini ümit ediyor, etkinlikte emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi.
TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Aydın: İsraf etmemeliyiz
TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Ahmet Aydın da konuşmasında tarımın ve suyun önemine değinerek, “Ülkemizin ve ilimizin tarımsal anlamda nasıl kalkınacağına dair bizlere önemli fikirler verecek olan Çalıştayımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum. Yaşadığımız küresel ve bölgesel krizleri nasıl minimize etmek ve gerek ilimiz gerekse de ülkemiz tarımını çok kıymeti bir çalıştay olduğunu düşünüyorum. Tabi Türkiye yüzyılı tarımın da yüzyılı olacaktır. Tarımın ve gıdanın ne kadar kıymetli olduğunu görüyoruz. Bir tarafta Obezite ile mücadele varken diğer tarafta açlıktan, kıtlıktan yitirilen canlar var. İsraf etmemeliyiz. Riskler belli. Krizler var sorunlar var. Dünya başka bir yere evrilirken ne olacağı belli olmayan bir yere doğru gidiyoruz. En zorlu şartlara kendimizi hazırlamalıyız. Bizler, Adıyaman tarımın geleceği için ne yapabiliriz? Sorusuna cevap arıyoruz. Tabi üretim kadar Pazar da çok önemli. Adıyaman pazarını bu çalıştayda masaya yatırmamız gerekiyor. Bu topraklardaki ürünlerimiz, su kaynaklarımız çok önemli. Sadece klasik yöntemlerle değil hububat, bahçecilik ve bir taraftan hayvancılık konusunda önemli atılımlar atmalıyız ki bu konuda büyük destekler verdik. Bu şehre uyan, katma değeri yüksek tarım ürünlerini destekleyeceğiz. Elbette su ve tarım çok önemli. Yapımına devam eden barajlarımızla topraklarımızın yüzde 80’i sulanacak. Çalıştayımızın sonunda inşallah kendimize bir yol haritası çizeceğiz ve elimizden gelen desteği vereceğiz” dedi.
Vali Çuhadar: Suyumuzu da toprağımızı da korumalıyız
"Türkiye Yüzyılı Çerçevesinde Küresel Isınma ve Adıyaman Tarımının Geleceği" hayati bir konu ve bu konuda çalışmalar yapan başta Üniversitemiz olmak üzere tüm paydaş kurumlara teşekkür ediyorum. Biz geç kalmadan suyun ve toprağın değerini anlamış bir toplumuz. Biz, kıyametin kopacağını bilsek bile elimizdeki dalı toprağa diken bir toplumuz. Biz suyumuzu da toprağımızı da elimizden geldiğince koruyarak bu küresel krizi en küçük zararla atlatırız. Verimli toprakların suyla buluşmasıyla birlikte Adıyaman tarımsal üretimde söz sahibi olan bir haline gelecektir. Adıyaman tarımı için ne yapmak gerekiyorsa onu yapıyoruz. İlçelerimize de bu konuda önemli destekler veriyoruz. Bu tür çalışmaların ve paydaşların artmasını temenni ediyorum. Çevreci işletmeler kavramı var dünyada. Artık bunun bizim işletmelere de hakim olması gerekiyor. Suyu kullanırken kirletmemeyi öğrenmeliyiz. Bugün gerçekleştirilecek olan çalıştayın bizlere önemli fikirler vereceğini teenni ediyor, emeği geçenlere teşekkür ediyorum"diye konuştu.
Protokol konuşmaların ardından çalıştay, alanında uzman isimlerin sunumları ile devam ederken mevcut durum analizleri, değerlendirmeler, senaryoların belirlenmesi, belirlenen senaryolara uygun sorun ve çözüm yolları tablosunun hazırlanması ve genel değerlendirmenin ardından sona erdi.