Sadece Adıyaman'lıların bildiği o kelimeler
Adıyaman, tarihiyle, lezzetleriyle ve samimi insanlarıyla Türkiye'nin önemli kültür hazinelerinden biri. İşte sadece Adıyamanlıların bildiği o kelimeler..
Bu güzel şehrin ruhunu anlamak için sadece coğrafyasını değil, diline işlemiş kültürel kodlarını da bilmek gerekiyor. İşte sadece Adıyamanlıların bildiği o eşsiz kelimeler ve onların anlamları:
1. Bici
Adıyaman’da “küçük çocuk” ya da sevimli birini çağırmak için kullanılan bu kelime, yörede sıcak ve samimi bir hitap şekli. Örneğin: “Bici gel hele, bir şey diyecem.”
2. Cırık
Adıyamanlılar için bu kelime, olgunlaşmamış ya da henüz yenmeye hazır olmayan meyveleri tanımlamak için kullanılır. Özellikle tarladan yeni koparılan sebze ve meyveler için sıkça duyarız.
3. Tirşik
Adıyaman’ın mutfak kültüründen gelen bu kelime, hem bir yemek adı hem de "güveçte pişmiş, ekşi otlardan yapılan yemek" anlamına gelir. Ayrıca "çok abartı ya da saçma bir durum" anlamında mecazen de kullanılabilir.
4. Fellik Fellik
Adıyamanlıların bir şey arama ya da koşturma hâlini anlatan bu kelimesi, “Oradan oraya telaşla gitmek” anlamında kullanılır. “Fellik fellik aradım ama bulamadım.”
5. Gogeç
Küçük bir tabak ya da kap anlamına gelen bu kelime, yemek servisi sırasında sıkça duyulabilir. “Gogeçte biraz yemek koyuver” gibi ifadelerle hayat bulur.
6. Lahık
Sabırsızlık ya da acelecilik anlamına gelen bu kelime, “Lahık lahık konuşma” şeklinde kullanılır ve genelde bir uyarı içerir.
7. Çatlamış
Adıyamanlılar için “esprili ve sıra dışı” anlamına gelen bu kelime, hem insanları hem de olayları tanımlarken kullanılır. “Vallahi çatlamış adam, hep gülmekten kırdırıyor.”
8. Hedik
Adıyaman mutfağında sıkça yapılan bir buğday yemeğidir. Ancak günlük konuşmada, “çerezlik bir şeyler” anlamında da mecazen kullanılır.
9. Cıcık
“Ufak tefek” anlamında kullanılan bu kelime, Adıyamanlıların sevimli hitap şekillerinden biridir. “Şu cıcık çocuğu gördün mü?”
10. Zılgıt
Adıyaman’ın düğünlerinden tanıdığımız bu kelime, sevinçle çekilen uzun ve tiz çığlıkları ifade eder. Ancak günlük hayatta “uyarı” ya da “azar işitmek” anlamında da kullanılabilir: “Bir zılgıt çekti, tövbe ettim bir daha yapmam.”