Torbaoğlu'na Yöneltilen İddialar ve Gerçekler
Nazım Torbalıoğlu'na yöneltilen iddialarla ilgili gündemde flaş açıklamalar yer aldı.
Bir internet sitesinde yer alan yazıya göre aşağıdaki ifadelere yer verildi:
Sayın Vekil Gürban'a çağrımdı: "Nazım Torbaoğlu'yla ilgili iddialarınızı açıklayın!" başlıklı yazıyı dün kaleme aldım
Yazıda, Torbaoğlu hakkında ortaya atılan ve kulislerde fısıltıyla dolaşan ağır ithamları gündeme taşıdım. Ama işte bugün, bu iddiaların odağındaki isim olan Nazım Torbaoğlu, öyle bir açıklama yaptı ki, altından öyle şeyler çıktı ki, hepimiz kısa süreli bir şok yaşadık desek yeridir.
Meğer bu iddiaların ardında kimler varmış, hangi hesaplar döndürülüyormuş… Torbaoğlu, lafı eğip bükmeden öyle detaylar paylaştı ki, olay sadece bir suçlama meselesi değil; adeta bir çıkar savaşının arenaya taşınmış haliymiş!
Bir milletvekilinin asıl görevi nedir?
Ülkenin içinde bulunduğu bu kadar sorun varken, milletvekilliği makamını kendi kişisel hesaplaşmaları uğruna kullanmak mı?
Tam da halk işsizlik ve yoksullukla boğuşurken, bir vekilin işini gücünü bırakıp bir iş insanına yönelik iftiralara varan iddialar üretmesi tam bir skandal. Hele ki bu kişi, muhalefet partisinde, halkın sesi olması beklenen bir milletvekiliyse… Gürban'ın tüm sorumluluklarını bir kenara itip sosyal medyada bir iş insanına sataşması, vekilliğin itibarını ayaklar altına almaktan başka nedir?
Üstelik bu milletvekili, aynı iş insanının masasından iki kez kovulmuş ve hala bu meselesini vekillik kisvesi altında intikama dönüştürmeye çalışıyor. Milletvekilliğin gururunu böylesine yerlere düşüren, bir kişinin karşısında ‘iki kez "kovulan" bir vekilden bahsediyoruz.' İktidara ya da halkın temel sorunlarına dair tek bir etkili öneri sunmayan, ama bir iş insanına karşı özel bir husumet peşinde koşan bir milletvekili... Karizmayı çizen de, makamı itibarsızlaştıran da bu davranış değilse nedir?
Bazı milletvekilleri dokunulmazlık zırhını giyince kendilerini iftiralarla dolu bir fantezi dünyasında sanıyor olmalı. İşte İYİ Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Mustafa Gürban, son günlerde tam da bu ‘hayal dünyasında' hareket ediyor. Ünlü iş insanı ve Karşıyaka'nın sembol ismi Nazım Torbaoğlu'nu suçlamaya kalkıyor; hem de delilden, temelden, gerçeklerden bihaber!
Torbaoğlu'nun kendinden emin yanıtı ise tam bir ders niteliğinde: “Bu iftiraları atan arkadaşı tanırım. Benimle tanışmak için iki kez masama geldi. İkisini de kovdum. Yazdıkları tamamen husumet dolu ve dayanaksız. İddialarını ispatlamalı.” Şimdi, bu sözleri duyduktan sonra insanın aklına şu soru geliyor: Acaba vekil Gürban, masadan kovulmanın verdiği bir ‘kırgınlıkla' mı hareket ediyor?
Yoksa bu, sadece kişisel bir hesaplaşmanın siyasete dökülmüş hali mi?
"Husumet Dolusu İftiralar: Vekilin İspat Borcu"
Torbaoğlu'nun Gürban'ın iftiralarına karşı bu kadar net konuşabilmesi bir yana, kendi elleriyle Sermaye Piyasası Kurulu ve Mali Suçları Araştırma Kurulu'na (MASAK) ihbarda bulunmaya hazır olduğunu söylemesi, Gürban'ın iftira politikasını tamamen çökertiyor. “İki yıldır borsada işlem yapmıyorum,” diyerek meydan okuyor Torbaoğlu.
“Varsa bir suç, MASAK incelesin,” diyor.
Hadi bakalım, şimdi vekilimize soralım: İddialarını destekleyen hangi belgeyi elinde tutuyor? Yoksa bu sadece, siyasette yer edinme adına yürütülen bir ‘çamur at izi kalsın' stratejisi mi?
"Dürüstlük ve Namus Meselesi: Masum İnsanlara Çamur Atmanın Bedeli Olmalı"
İşin en ironik kısmı ise Gürban'ın çamur atarken dokunulmazlığın arkasına saklanması. Torbaoğlu bu duruma da oldukça sert yanıt veriyor: “Dokunulmazlığına güvenip iftira atmak şerefsizliktir.” Evet, bu ifadeleri duyduktan sonra vekilimizin hala ortada dolaşacak cesareti var mı, merak ediyoruz. İddialarını ispatlayamazsa, dokunulmazlığının kaldırılması için Torbaoğlu'nun suç duyurusunda bulunacağı açık.
Demek ki Gürban'ın bu ‘cesaret dolu iftiracılığı,' sonunda kendisini mahkeme kapısına kadar getirecek.
"Kovulduğun Masadan Çamur Atmak Siyaset Değildir"
Torbaoğlu'nun sözleri, iş dünyasında güvenin, dürüstlüğün ve onurun nasıl korunacağını anlatan bir ders gibi. "Masamdan iki kez kovduğum biri şimdi bana iftira atıyor" sözleri, Gürban'ın iddialarının sadece kişisel bir husumetten ibaret olduğunu adeta gözler önüne seriyor. Bir masadan kovulmanın intikamını, iftiralarla almak siyasetin neresinde var?
Yoksa vekilimiz, siyaset sahnesini ‘özel hınç sahnesine' çevirmeye mi çalışıyor?
"Menemen Arsaları ve Hayal Kırıklıkları"
Menemen'de alınan arsalarla ilgili iddialara da dimdik bir duruşla cevap veren Torbaoğlu, “Her şey kanuna uygun,” diyor. Ama Gürban, gerçekleri umursamayıp hayal dünyasındaki ithamlarına devam ediyor. Torbaoğlu'nun açıklaması, şeffaflık ve onurla kendini savunurken, Gürban'a verilen en net cevap oluyor. Masasından iki kez kovulduğu bir adamı iftiralarla yıpratma girişiminin beyhude olduğunu görecek mi acaba?