Cumhurbaşkanı Erdoğan: Depremin İzlerini Bir An Önce Silerek Şehirlerimizi Yeniden Ayağa Kaldıracağız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adıyaman'da K2B Konteyner Kent ziyaretinde yaptığı konuşmada, 'Önceliğimiz, depremin izlerini bir an önce silerek şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmaktır'dedi.

TAKİP ET

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Pazar günüyle beraber 16 ve 17'nci seçimlerini de kaybettiler. Milletten bu kadar şamar yediler, her defasında hiçbir şey olmamış gibi pişkince hayatlarına devam ettiler. Hatalarından dolayı çıkıp milletimizden özür dilemediler, samimi bir öz eleştiri vermediler. Kendilerini düzeltme yoluna asla gitmediler. Milletin gönlünü kazanmak yerine halen tehdit diline sarılarak, korkutma siyaseti yaparak insanımızın oyunu alabileceklerini düşünüyorlar. CHP Genel Başkanı ve arkadaşlarının zihniyeti 73 yıldır hiç değişmedi' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, öğleden sonra geldiği Adıyaman Havalimanı'nda protokol üyeleri ve partililer tarafından karşılandı. Erdoğan, otobüsle ile ilk olarak Beşpınar Mesire Alanı'na giderek burada gençlerle buluştu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan'ın da eşlik ettiği ziyaretin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi bölgesinde bulunan konteyner kentteki miting alanına geçti.
Burada kalabalığa ilk olarak Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu hitap etti. Deprem felaketinin ardından yürütülen çalışmalara ilişkin bilgiler veren Bakan Karaismailoğlu'nun ardından kürsüye çıkan Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, 14 Mayıs seçimlerinde verilen destekten dolayı teşekkür ettiği vatandaşlardan 28 Mayıs'ta da Recep Tayyip Erdoğan'a yeniden oy verilmesi çağrısı yaptı.
Bahçeli: Hiçbir ülkede olmayan felaket olarak tarihe yazılmıştır
Erbakan'ın ardından vatandaşlara MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli hitap etti. 6 Şubat'ta Türkiye'nin büyük bir felaket yaşadığını söyleyen Bahçeli, 'Bu felaket, geçmiş dönemlerde hiçbir ülkede görülmeyen felaket olarak tarihe yazılmıştır. Burada 50 bini aşkın vatan evladımız şehit olmuş, binlerce vatan evladımız yaralanmıştır. Öyle önemli günler vardır ki; toplum olarak çok düşünüp önemli bir karar verme konumunda olmalıyız. 6 Şubat felaketinin üzerinden 102 gün geçmiştir. Bu felaketin enkazı kaldırılmış, şehitlerimiz toprağa verilmiş, tedavi görenler Türkiye'nin birçok yerinde hastanelere yerleştirilmiş, beslenme ihtiyaçları karşılanmış ve barınma ihtiyaçları önce çadırlar, sonra konteynerler olarak devam edilmiş. Daha sonra da konutlara geçilme arifesine gelinmiş, köylerden başlayan şehirlere doğru en hızlı bir şekilde yaygınlaşan çalışmasıyla da depremin bütün bu felaketleri ortadan kaldırılacak bir karar içerisinde olunmuştur' diye konuştu.
'28 Mayıs, şef mührün vurulduğu gün olacaktır'
Deprem felaketinin üzerinden Türkiye kadar kısa sürede kalkabilecek başka bir ülke olmadığını vurgulayan Bahçeli, şöyle konuştu:
'O sebepten dolayı bu hizmetin devamında yarar vardır. Bu hizmetin devamı için de depremle beraber Türkiye Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin yeniden uygulamasına cevap verecek bir seçime de gitmektedir. Şu an bir seçim süreci yaşanmaktadır. Seçim sürecinin birinci aşaması 14 Mayıs akşamında netleşmiş, ikinci aşaması 28 Mayıs'ta gerçekleşecektir. 14 Mayıs'taki zafer, cumhurbaşkanlığımızın başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine destek veren Cumhur İttifakı yüksek bir başarıyla elde etmiştir. Şimdi 28 Mayıs'a doğru gelinmektedir. 28 Mayıs şef mührün vurulduğu gün olacaktır. Bu mühür, Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin devamını bugüne kadar yapılan hizmetlerin aksamaması için bütün gayretlerin süreklilik kazanması, 'Türkiye büyüsün, Türkiye yürüsün, istikrar bulsun' hedefleriyle bezenmiş bir zafere damga vurmak olmalıdır. İşte bu zaferin adı 28 Mayıs'ta iki aday var ama milletimizin gönlündeki aday Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı yoluna devam ettirmek için, bugüne kadar yapılmış olan hizmetleri sürdürebilmek için, Türkiye'yi yaşanabilir bir ülke haline tekrar dönüştürebilmek için, 28 Mayıs seçimleri çok daha önem arz eder hale gelmiştir. Onun için Adıyamanlılar 11 ilimizde meydana gelen deprem felaketinde Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ortaya koymuş olduğu hizmetler çerçevesinde burada vatandaş topluluğu içerisinde zafere mühür vuran bir vatandaş topluluğu vardır. Ve bunlar Sayın Cumhurbaşkanına bir milyonu aşkın fazla oyla mührü vurmuştur. Şimdi ikinci mühür kurulma zamanı 28 Mayıs'tır. Öyleyse mührü vurmak için mührü elinize alın koşa koşa alayınız sandığa gidin, önünüze çıkan iki adaydan birisi var ki, o size 21 yıldan bu yana hizmet sunan ve özellikle de deprem felaketinde Türkiye'yi ayağa kaldırma azim ve kararlılığıyla yeni bir Türkiye, yeni bir hayatı gerçekleştirmeye çabalayan cumhurbaşkanı adayı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Onun için 28 Mayıs'ta mührü elinize alacaksınız iki adaydan Recep Tayyip Erdoğan'a 'yoluna devam et' diyeceksin, mührü vuracaksın. 29 Mayıs İstanbul'un fethinde Türkiye Cumhuriyeti'ne yeni bir cumhurbaşkanıyla yola devam diyeceksiniz.'
ERDOĞAN: Alanda 40 bin kişi var
Bahçeli'nin ardından platforma çıkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, alanı dolduran kalabalığı selamladı. 14 Mayıs seçimlerinde kendisine ve Cumhur İttifakı'na verilen desteğe teşekkür eden Erdoğan, 'Cumhurbaşkanlığında yüzde 66'yı geçen oy oranıyla Adıyaman tercihini bizden yana kullandı. Mecliste de Adıyaman'ın tercihi Cumhur İttifakı'ndan yana oldu. Rabbim hepinizden razı olsun diyorum. Biz Adıyaman'ı hiçbir hesap gütmeden karşılıksız seviyoruz. Dedim ki; resmi rakamı alın bakalım. Alanda ne kadar katılım var? Dediler ki; 40 bin. Aramıza kimsenin hiçbir engelin girmesine müsaade etmiyoruz. Bizimle 85 milyon arasında nice bağlar, nice kanallar var. Kem gözler bunu hiçbir zaman göremediler. Millete tepeden bakanlar, bunu hiçbir zaman anlayamadılar' diye konuştu.
'Devletimiz depremzedelerin yanındadır'
50 bini aşkın deprem şehidi bulunduğunu ve CHP'nin seçim sonuçlarının ardından depremzedelere yönelik söylemlerini hatırlatarak Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
'50 bin deprem şehidimiz var. 50 bin deprem şehidimize şu Bay Bay Kemal'in takımı nasıl baktı? Karanlık. Bütün bu deprem bölgesiyle ilgili 'bundan sonra size bir şey yok' dediler. Ya bu ifade kullanılır mı? Nasıl bunu söylersin? Siz olsanız da olmasanız da Bay Bay Kemal, evelallah devletimiz kardeşlerinin yanındadır. AFAD'ıyla yanındadır, Kızılay ile yanındadır bütün imkanlarıyla yanındadır, bundan sonra da yanında olacaktır. Şu anda şu konteyner kentlerin olduğu bölgede ha hamdolsun ciddi sayıda bir yaşam var. Siyasi tercihinden dolayı depremzedelerimizi linç edenler, aşağılayanlar bunu hiçbir zaman kavrayamadılar. Bizim şu aşkımızın, şu sevdamızın sırrına asla eremediler. CHP zihniyetinin temsilcileri sorunu, sıkıntıyı kendilerinde aramak yerine her seferinde insanımızı suçladılar. Milletle irtibatlarını güçlendirmek yerine 'Makarnacı, kömürcü, gerici, yobaz, takunyalı, bidon kafalı' diyerek insanımızı tahkir ettiler. Ne dediler; 'Benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir mi?' diyerek içlerindeki kibri ortaya döktüler, meydanları hıncahınç dolduran milyonların sırrına ermeye çalışmak yerine 'bindirilmiş kıtalar' diyerek bu insanları buradan aşağılamayı tercih ettiler. Çok partili demokrasiye geçtiğimiz 14 Mayıs 1950'den beri bu kötü huylarından maalesef vazgeçmediler. Bugün de aynısını yapıyorlar. Adıyaman'ın sandıkta tecelli eden iradeyi kabullenmek yerine insanlarımıza 'cahil', 'yeterince gelişmemiş', 'oylarını sattılar' diyerek iftirası atıyorlar. Hatta gazete manşetlerinden küstah bir şekilde 'Milletin karnı tokmuş' diyorlar. Anladınız değil mi, her türlü hakareti ediyorlar. Her türlü densizliği, edepsizliği sergiliyorlar. Ama bir kez olsun 'Biz nerede yanlış yaptık' sorusunu kendilerine sormuyorlar. Şöyle aynanın karşısına geçip kendilerini hesaba çekmiyorlar. Pazar günüyle beraber 16 ve 17'nci seçimlerini de kaybettiler. Milletten bu kadar şamar yediler, her defasında hiçbir şey olmamış gibi pişkince hayatlarına devam ettiler. Hatalarından dolayı çıkıp milletimizden özür dilemediler, samimi bir öz eleştiri vermediler. Kendilerini düzeltme yoluna asla gitmediler. Milletin gönlünü kazanmak yerine halen tehdit diline sarılarak, korkutma siyaseti yaparak insanımızın oyunu alabileceklerini düşünüyorlar. Kardeşlerim, gençler, CHP Genel Başkanı ve arkadaşlarının zihniyeti 73 yıldır hiç değişmedi. Bunu 14 Mayıs seçimlerinden sonraki tavırlarıyla bir kez daha ispatladılar.'
'Cahil kendileridir, menfaatçi kendileridir'
Depremzedelere yönelik söylemleri eleştiren ve milletin kendisine güven aşılamayana oy vermediğine değinen Erdoğan, şöyle devam etti:
'Cahil kendileridir, menfaatçi kendileridir, 'Oy yoksa hizmet yok' diyen kendileridir, vatandaşlarımızı ayrıştıran kendileridir, insanlarımızı kutuplaştıran kendileridir, mahalle baskısıyla gençlerimizi yıldıran kendileridir. Sırf destek vermediği için sanatçısından depremzedesine herkese, her türlü kötülüğü yapan kendileridir. Milletimiz bunları kaç defa sandığa gömerse gömsün, bu kibirli ve kaba tavırlarından asla vazgeçmiyorlar. İstiyorlar ki bunlar ne yaparsa yapsın, insanlar gelip önlerinde diz çöksün. İstiyorlar ki bunlar kimi aday gösterirse, millet gidip tıpış tıpış oy versin. Yok öyle yağma, siyasetçi demek milletin hizmetkarı demektir. Bu ülkenin hiçbir insanı, hiçbir partiye, hiçbir genel başkana, hiçbir adaya sırf karşı tarafın egosu tatmin olsun diye oy vermez, destek vermez. Kardeşlerim milletin desteğini hak edeceksin, bunun için çalışacaksın, eser ortaya koyacaksın, hizmet edeceksin. Bunun için insanlara umut ve güven aşılayacaksın. Bunun için herkesin kendini huzur için hissettiği bir iklim oluşturacaksın. Bunların hiçbirini yapmadan sandıktan çıkmayı beklemek, ekmeden biçmeyi, üretmeden kazanmayı, emek vermeden sonuç almayı beklemek gibidir. Elbette böyle davranabilirsin ama kaç defa denersen dene, sonuç alamazsın. CHP Genel Başkanının durumu da aynen buna benziyor. Hep aynı şeyleri yapıyor ve her defasında farklı bir sonuç bekliyor. Varsın bekleyedursun. Biz işimize bakıyoruz. Biz milletimizin derdine derman olmanın yollarını arıyoruz. Biz ülkemize eser kazandırmanın mücadelesini veriyoruz. Biz insanlarımıza güvenli bir gelecek kurmanın çabası içindeyiz.'
'Tüm kayıplarımızı telafi edeceğiz'
Deprem felaketinin ardından birçok kez bölgeye geldiklerini ve acıları paylaştıklarını dile getiren Erdoğan, 'Seçim kampanyası döneminde de bir gözümüz hep deprem bölgesindeydi, Adıyaman'daydı. Şehrimize görevlendirdiğimiz bakanlarımız, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, mülki idare amirlerimizle sahayı hiç boş bırakmadılar. Her bir vatandaşımızın sorunlarıyla ilgilendiler, derdiyle dertlendiler, taleplerini yerine getirmeye çalıştılar. Devletimizin ve milletimizin tüm imkanları depremzede kardeşlerimiz için seferber edildi. İlk günlerde bazı eksikler olsa da hamdolsun bunları da hızla gidererek Adıyaman'ın yaralarını sarmaya, şehrimizi yeniden ayağa kaldırmaya başladık. Giden canlarımızı geri getiremesek de inşallah diğer tüm kayıpları telafi etmekte kararlıyız. Yıkılanın yerine daha iyisini, daha dayanıklısını yapacak evi ve düzeni bozulan kardeşlerimizi yuvalarına mutlaka kavuşturacağız. Verdiğimiz sözleri yerine getirene kadar durmadan, dinlenmeden gece gündüz çalışacağız. Hedefimiz 319 bini bir yıl içinde olmak üzere 650 bin yeni konut inşa ederek deprem bölgesini eskisinden daha sağlam, daha planlı, daha güzel bir yer haline getirmektir. Bölgenin dört bir yanında temeller atıldı, inşaatlar yükselmeye başladı Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun önceliklerinin en başında deprem mağduru şehirlerimizin ayağa kaldırılması hedefi vardır ve bu hedefe ulaşana kadar hiç durmadan çalışacağız' diye konuştu.
'Koltuğunu kaybetmemek için tüm yollara başvuruyor'
Türkiye'nin 14 Mayıs seçimlerini şölen havasında tamamlandığını ancak hezimete uğrayan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun zehirli bir dil kullanmaya başladığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
'14 Mayıs seçimlerinde hezimete uğrayan, 28 Mayıs'tan da umudunu kesen CHP Genel Başkanının giderek daha zehirli, daha çirkin bir dil kullandığını görüyoruz. Yaptığı pervasız ve buram buram nefret söylemi kokan açıklamalarıyla her gün toplumumuzun bir kesimini düşmanlaştırıyor. Koltuğunu kaybetmemek için milletin sinir uçlarıyla oynamak dahil tüm yollara başvuruyor. Daha düne kadar önüne gelene kalp yapmaktan parmakları neredeyse nasır bağlamıştır. Bugün ise aynı eliyle masa yumruklamaktan neredeyse bileği kırılacak. Seçim öncesinde taktığı demokrat maskesi 15 Mayıs sabahı düşünce, altından tek parti CHP'si zihniyetinin karanlık ve çirkin yüzü çıktı. Adıyaman bu yüzü çok iyi tanır. Helalleşme, kucaklaşma, barış ve özgürlük söylemleri yerine sadece bir günde faşizmin en pespaye haline bıraktı yeni diye millete pazarladıkları CHP'nin vesayet ve darbe gölgesinde yürüyen CHP'den hiçbir farkı olmadığı görüldü. Demokrat diye yere göğe sığdıramadıkları genel başkanının gerçek bir diktatör heveslisi olduğu anlaşıldı. CHP Genel Başkanı ne yaparsa yapsın, hangi kılığa bürünürse bürünsün, hangi maskeyi takarsa taksın bölücü örgütle, FETÖ'yle, tefecilerle, küresel lobilerle, LGBT'cilerle, emperyalistlerle beraber yol yürüdüğünü gizleyemiyor. Şimdi ben burada tüm Türkiye'ye sesleniyorum. Adıyaman'dan bu CHP, LGBT'ci midir? Yanındaki HDP, LGBT'ci midir? Yanındaki İYİ Parti LGBT'ci midir? Diğerleri de aynı mı? Peki LGBT, AK Parti'ye sızabilir mi? Milliyetçi Hareket Partisi'ne sızabilir mi? Cumhur İttifakı'na sızabilir mi? Hayır. Fark ortada. Gazinin hatırasına hürmeten CHP'ye oy veren vatandaşlarımın da bu partinin marjinallerinin ve mezhepçi fanatiklerin operasyon aracına dönüştürülmesine rıza göstermeyeceğine inanıyorum. Şimdi bunun için buradan Adıyaman'a değil, tüm Türkiye'ye sesleniyorum; 28 Mayıs iyi bir fırsattır. Buradan sizler aracılığıyla sesleniyorum. Adıyamanlıların tamamı bizim özbeöz kardeşimizdir. Kökenine, meşrebine, siyasi tercihine bakmaksızın her Adıyamanlı bizim canımızdan bir parçadır. 14 Mayıs seçimleri sonrasında yaşanan utanç verici hadiselerin sizleri üzdüğünü biliyorum. Sizlerin zaten yaralı olan kalbinizi daha da kanattığını biliyorum. Daha düne kadar depremzedelerimize bedava ev sözü verenlerin sandıkta istedikleri netice çıkmayınca 15 Mayıs sabahından itibaren sergiledikleri nobranlık tarihe bir utanç vesikası olarak geçecektir. Bunlar sadece hayata çıkar penceresinden bakan, siyaseti, ülkeye hizmet vesilesi değil, şahsi ikbal vasıtası olarak gören bir avuç muhteristir. Bunlara bakıp da asla karamsarlığa kapılmayın, asla hüzünlenmeyin, asla umudunuzu kaybetmeyin. Tam tersine hep birlikte Adıyaman'ımıza daha sıkı sahip çıkalım. Biz devletimizin ve milletimizin imkanlarını daha fazla seferber ederek sizlerin hayata, yeniden sarılmanızı sağlamakta kararlıyız.'
'Rüzgar gülünün Türkiye'yi temsil etmesi mümkün mü?'
28 Mayıs için seçmenlerden destek ve sandıklara sahip çıkılmasını isteyen Erdoğan, '28 Mayıs'ta milletimize 5 yıl daha hizmet edecek cumhurbaşkanını belirleyeceğiz. Bizi zaten tanıyorsunuz. Hizmetlerimizi, eserlerimizi çok iyi biliyorsunuz. Aynı şekilde ve bürokratik kariyeri ve siyasi hayatı boyunca hiçbir başarısı, ülkeye ve millete hiçbir hayırlı hizmeti olmayan diğer adayı da gayet iyi biliyorsunuz. Sağlıkta hastanelerimizi ne hale getirdiğini gayet iyi biliyorsunuz. Çalıştığı ajans değişince söylemi de karakteri de tarzı da yüzü de değişen bir rüzgar gülünün Türkiye'yi temsil etmesi mümkün mü? Kardeşlerim, şimdi yoğun bir şekilde, hep birlikte öyle bir adım atalım ki; inşallah 28 Mayıs'ta gümbür gümbür yola devam edelim' dedi.
Erdoğan son olarak yurt dışında yaşayanlara çağrı yaparak, 'Sandık irademizi, tercihlerimizi kendimize ve ülkemize dair hayallerimizi ifade edebileceğimiz en güzel araçtır. Gurbetçilerimiz seçimlerin ilk turunda rekor oy oranıyla bunu yaptılar. Bulundukları ülkelerde kurulan sandıklara koşarak Türk demokrasisine güç kattılar, geleceklerine sahip çıktılar. Şimdi önümüzde cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turu var. Yurt dışındaki vatandaşlarımın ikinci turda da aynı iradeyi sergileyeceğine yürekten inanıyorum. Milletimizi temsil eden tüm kardeşlerimden bugünden itibaren sandıklara mutlaka giderek oylarını kullanmalarını rica ediyorum. Başta yurt dışındaki gençlerimiz olmak üzere, gurbetçilerimizden, şahsımıza ve Türkiye Yüzyılı'na çok güçlü destek bekliyorum' diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra depremin merkezi olan Kahramanmaraş'a hareket etti.
Kaynak : PHA

Bakmadan Geçme