Başkan Demir: 'Sorunlar çözülmeli, beklentiler karşılanmalıdır'

Memur-Sen İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Adıyaman Şube Başkanı Mehmet Demir, 2024-2025 eğitim öğretim yılının başlaması dolayısıyla açıklamalarda bulundu. 

TAKİP ET

Yeni dönemin, geleceğe ilişkin sorumlulukların konuşulduğu, eğitimin ve eğitim çalışanlarının sorunlarının çözüme kavuşturulduğu, eğitim sistemindeki dönüşümün temellerinin atıldığı bir dönem olmasını temenni eden Demir, “bu uğurda üzerimize düşen sorumluluğu büyük bir gururla ve özveriyle yerine getirmeye hazır olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz” dedi.

“DEPREMİN NEDEN OLDUĞU SORUNLAR TAMAMEN GİDERİLMELİDİR”

Açıklamalarını temel başlıklar halinde devam ettiren Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Deprem bölgesindeki konut ihtiyacı, hayat kalitesinin bozulması ve zorunlu yer değişikliği gibi etmenler, eğitim ve öğretim üzerindeki olumsuz etkilerini hâlâ hissettirmektedir. Yeniden inşa ve kentsel dönüşüm uygulamaları çerçevesinde bölgedeki eğitim kurumu ihtiyacı hızla tespit edilerek giderilmeli, mevcut kurumların altyapıları ve kapasiteleri güçlendirilmelidir. Bölgedeki eğitim ve öğretimi etkileyecek en önemli unsurlar arasında bulunan öğretmenlerin psikolojik iyi olma hâlleri, barınma ve hayat şartlarının niteliği ve mevcut desteklerin devamlılığı, yeni atanacak öğretmenlerin nerelerde görevlendirileceği ve barınma şartları ile ilgili sorunlar hızla çözüme kavuşturulmalıdır. Hem bölgedeki öğretmenlerin hem de yeni atanacak öğretmenlerin kalıcı konutlara ulaşmasına öncelik verilmeli ve öğretmenlerin bölgedeki görevlerinin sürekliliği sağlanmalıdır.”

“EĞİTİM ÇALIŞANLARININ ALIM GÜCÜ ARTIRILMALIDIR”

“Enflasyonist ortamın alım gücünü düşürdüğü, ekonomik toparlanma ve gelişmenin sabit gelirlilerinin ceplerine yansımadığı bir süreç kamu görevlilerinin hayatını zorlaştırmaktadır. Enflasyon baskısı altında nefes almakta güçlük çeken kamu görevlilerinin rahat nefes alması sağlanmalı; ücretlerde oluşan kayıpları ve enflasyona yenilme riskini giderecek mahiyette iyileştirmeler yapılmalıdır. Tasarruf, memurun üzerinden yapılmamalı, kamu görevlisi emeklilerinin sesi duyularak beklentileri karşılanmalıdır.”

“20 BİN ÖĞRETMEN ATAMA SÜRECİNDEKİ BELİRSİZLİK BİR AN ÖNCE GİDERİLMELİDİR “

Bakanlık, atama duyurusunu yaptığı, mülakat sürecini işlettiği 20 bin öğretmenin atamasını bir an önce gerçekleştirmelidir. Eğitim-öğretim yılının başlaması nedeniyle özellikle öğretmen açığının olduğu eğitim kurumlarına öğrencileri öğretmensiz bırakmamak için atama kararnamesini bekleyen 20 bin öğretmenin ataması ivedilikle yapılmalıdır.”

“MÜLAKAT UYGULAMASI KALDIRILMADIR”

“Sözleşmeli öğretmenlik uygulaması çok ciddi bir problem iken, atanacak öğretmen seçiminin mülakatla yapılması, yapılan mülakatlar çerçevesinde adayların kazanma ya da kaybetme nedeninin objektif bir şekilde izah edilememesi, öğretmen adaylarının farklı komisyonlarca birkaç dakikalık mülakatla elenmesi adalet duygusunun zedelenmesine neden olmaktadır. Vicdanları yaralayan mülakat kaldırılmalı, alımlar KPSS puan üstünlüğüne dayalı olarak yapılmalıdır. İhtiyaç olmasına rağmen yeterli atama yapılmamakta, yeterli aday bulunduğu hâlde atama yapılıp ihtiyaç karşılanmamaktadır. Bu durum, ‘önce eğitim' iradesiyle çelişmektedir. Öğretmen ataması, ihtiyacı karşılayacak şekilde yapılarak öğretmen açığı sorunu çözülmelidir.”

“SÖZLEŞMELİ VE ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİK SON BULMALI, KADROLU İSTİHDAM ESAS ALINMALIDIR “

“Öğretmenlerin anayasal haklarını sınırlayan, aile bütünlüğünü bozan, eşleri birbirinden, çocukları da anne babalarından ayrı bırakan, öğretmeni eşi ile işi, sağlık ile işsizlik arasında tercihte bulunmaya zorlayan, öğretmenlik mesleğini ve öğretmenin itibarını zedeleyen sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına da öğretmen istihdamında ucuz işçiliğe dönüşen ücretli öğretmenlik uygulamasına da son verilmelidir. Sözleşmeli öğretmenlere, kadroya geçirilme sürecine ilişkin kalıcı bir düzenleme yapılması beklenmeksizin mazerete ve isteğe bağlı yer değişikliği hakkı başta olmak üzere kadrolu öğretmenlere tanınan haklar verilmelidir.”

“YER DEĞİŞİKLİĞİ TALEPLERİ KARŞILANMALIDIR”

“Dezavantajlı ve elverişsiz şartların hüküm sürdüğü yerleşim yerlerinde görev yapan eğitim çalışanlarına yönelik gönüllülüğü esas alacak tedbirlerin alınması, rasyonel bir atama ve yer değiştirme sisteminin kurulması, eğitimcilerin en büyük beklentilerindendir. Bu anlamda, hem öğretmenlerin yer değişikliği gibi temel çalışma haklarını hem de bölgeler arasında adil dağılımını sağlayacak objektif bir yer değişikliği takvimi Eğitim-Bir-Sen tarafından önerilmiştir. Bu önerinin, sıra tayininin hayata geçirilmesiyle birlikte uygulanması hâlinde yer değişikliği kaynaklı sorunlar büyük ölçüde çözülmüş olacaktır.”

“EĞİTİM ÇALIŞANLARINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI CAYDIRICI ÖNLEMLER ALINMALIDIR”

“Eğitim çalışanlarına yönelik şiddet olayları yaygın bir toplumsal sorun hâline gelmiş ve ülkemizin geleceği açısından vazgeçilmez olan eğitim-öğretim hizmetinin yürütülmesini sekteye uğratacak dereceye varmıştır. Bu şiddet eylemlerinde, mevcut yasal düzenlemelerin bu fiillere karşı caydırıcı nitelikte ceza öngörmemesi, şiddet uygulayan kişilerin bu eylemlerinin adli ve idari makamlarca önemsenmeyeceği ve ciddi bir ceza yaptırımıyla karşılaşmayacakları inancı önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, eğitim çalışanlarına karşı eğitim-öğretim hizmetinin sunumundan kaynaklı şiddet eylemlerine yönelik önleyici ve koruyucu nitelikte cezai ve hukuki tedbirler alınmalıdır.”

“ÖĞRETİM YILINA HAZIRLIK ÖDENEĞİ TÜM EĞİTİM ÇALIŞANLARINA ÖDENMELİDİR”

“657 sayılı Kanun'un ek 32. maddesine göre ödenmekte olan öğretim yılına hazırlık ödeneği, öğretmenlerle birlikte eğitim-öğretim hizmetlerinin yürütülmesinde emek sarf eden Millî Eğitim Bakanlığı'nın merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında görevli tüm hizmet sınıflarındaki eğitim çalışanlarına da ödenmelidir.”

“HİZMETLİ VE MEMURLARIN HAKLARI İYİLEŞTİRİLMELİDİR“

“Genel idare hizmetleri, teknik hizmetler, yardımcı hizmetler ve diğer hizmet sınıflarında çalışanların mali ve özlük hakları iyileştirilmeli, eğitim-öğretim sınıfı çalışanlarına tanınan haklar kendilerine de tanınmalıdır. Bununla birlikte, yardımcı hizmet sınıfı çalışanlarının görev tanımlarında belirsizlik giderilmelidir. Hizmetli ve memur gibi personelin görev tanımları bulunmamaktadır. Hizmetli kadrosunda görev yapan eğitim çalışanlarının en önemli sorunu, çalışma saatlerinin belirsizliği ve yapmakla yükümlü oldukları işlerin net olarak tanımlanmamasıdır. Memur ve hizmetlilerin görev tanımları yapılmalı, “Yöneticilerin verdiği diğer görevleri yapar” şeklindeki ifadelerin yer aldığı mevzuat hükümleri değiştirilmelidir. İkili eğitim yapan kurumlar başta olmak üzere, eğitim kurumlarında hizmetli kadrolarında görev yapanlar, haftada 40 saatin üzerinde çalışmasına rağmen, kendilerine fazla çalışma ücreti ödenmemekte; eğitim kurumunda çoğu durumda tek hizmetli olduğundan, personel yetersizliği gerekçe gösterilerek fazla çalışma karşılığı izin hakkından da faydalanamamaktadır. Personele, haftalık 40 saati aşan çalışmalarının karşılığı fazla çalışma ücreti ödenmesi ya da personel yetersizliği gerekçesine sığınılmadan fazla çalışma karşılığı izin hakkından faydalanmalarının sağlanması yönünde düzenleme yapılmalıdır.”

“ŞUBE MÜDÜRLERİNİN SORUNLARI ÇÖZÜLMELİDİR”

“Şube müdürleri ve şeflerin özlük hakları, sorumlulukları ekseninde iyileştirilmeli, rotasyondan kaynaklanan sorunlar çözülmelidir. Millî eğitim uzmanı, Bakanlık müfettişi, il millî eğitim müdürü ve yardımcısı, ilçe millî eğitim müdürü, araştırmacı, şube müdürü, eğitim müfettişi, eğitim müfettiş yardımcısı, şef ve eğitim uzmanı kadrolarında görev yapanlardan aranan hizmet süresini tamamlayanlara da uzman öğretmenlik, başöğretmenlik ünvanına dayalı haklar tanınmalıdır.”

“İŞGÜCÜ UYUM PROGRAMI, GÜVENCESİZ YAPISI VE DÜŞÜK GELİR GETİRİSİYLE OKULLARIN TEMİZLİK SORUNUNA ÇÖZÜM OLAMAZ”

“Okullarımızda temizlik, güvenlik gibi hizmetleri yürüten yeterli sayıda yardımcı personelin varlığı olmazsa olmazdır. Okullarımızın yardımcı personel ihtiyacı kadrolu memur statüsünde personelle karşılanamadığından vazgeçilemez nitelikteki hizmetler, okul-aile birlikleri tarafından yapılan veya İŞKUR yönetimindeki geçici istihdam programlarıyla yürütülmeye çalışılmaktadır. Ancak okulların açıldığı bugünlerde halen çok sayıda okulun yardımcı personel ihtiyacı giderilememiştir. İŞKUR tarafından yeni uygulamaya konulan İşgücü Uyum Programı'nın da tam olarak ihtiyacı karşılayamayacağı görülmektedir. İşgücü Uyum Programı'nın iş güvencesinden yoksun, adil ve yeterli bir gelir getirmeyen, sosyal güvencesiz bir çalışma biçimi olduğu değerlendirilmektedir. Bu nedenle, geçmiş yılların aksine programa yapılan başvuru sayısı yetersiz kalmaktadır. Dolayısıyla bu çözümün de yeni eğitim-öğretim yılında okulların güvenlik, temizlik ve benzeri ihtiyaçlarına bir çözüm getirmeyeceği anlaşılmaktadır.”

“OKUL KANTİNLERİNDE BOYKOT ÜRÜNLERİNİN SATIŞINA İZİN VERİLMEMELİDİR”

“İsrail'in abluka altında tuttuğu Gazze ve Filistin'in diğer bölgelerinde masum halka yönelik gerçekleştirdiği katliam, zulüm, insan hakları ihlalleri ve diğer insanlık dışı uygulamalara karşı sessiz kalmamak vicdani bir sorumluluktur. İsrail ekonomisine katkıda bulunmak, işgal ve zulmün devamına katkıda bulunmak anlamına gelmektedir. Okul kantinlerinde İsrail ürünlerinin satılmaması, bu boykota katkıda bulunmanın bir yoludur. Yerli ürünlere öncelik vermek, millî ekonomiye katkıda bulunmak ve yerli üreticiyi desteklemek demektir. Okul kantinlerinde İsrail ürünlerinin yerine yerli ürünlerin satılması, bu amaca hizmet edecektir. Bu çerçevede, okul kantinlerinde İsrail menşeli veya İsrail'in Gazze katliamına destek açıklamasında bulunan yerli ve yabancı ürünlerin satışının yasaklanması sağlanmalıdır.”

Özel Haber

Bakmadan Geçme